18 Eylül 2013 Çarşamba

İLK TÜRKÇE EZAN (18 EYLÜL 1932)

"Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.
Köylü anlar manasını namazdaki duanın
Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur

Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın

Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."

Ziya Gökalp'in "Vatan" adlı şiirinde özlemini duyduğu vatan artık gerçekleşmişti. Gazi'nin çabaları sonucu Kuran-ı Kerim'in Elmalılı Hamdi Hoca tarafından Tükçe meali hazırlanmış, kutsal kitabımız anlaşılır bir hale gelmiş, hutbe ve duaların Türkçe okunmasına karar verilmiş ve nihayetinde 18 Eylül 1932'de ilk Türkçe ezan camilerimizde okunmuştu.(1950 yılına kadar ezan camilerimizde Türkçe okunmuştur. 1950 yılında Demokrat Parti tarafından bu uygulama kaldırılmış, tekrar ezan Arapça okunmaya başlanmıştır.)

Artık vatandaş dinimiz neyi emrediyor, Yüce Allah bizden neler istiyor, neler doğru, neler yanlış gibi konuları rahatlıkla anlayabiliyordu. Din sömürüsü yapanlar, dini siyasete alet edenler artık müslümanları kolay kolay kandıramayacaklardı...

Zaten Kutsal Kitabımız Kuranı Kerim Yüce Allah tarafından okunsun, anlaşılsın diye gönderilmedi mi? Aksini söyleyebilmek mümkün mü? 

Türklerin Müslümanlığı kabulunden yaklaşık 15 asır sonra Kuran-ı Kerim Mustafa Kemal Paşa'nın gayretleri sayesinde ancak Türkçeye çevrilebilmiştir. O dönem Elmalılı Hamdi Hoca tarafından  yapılan meal hala en iyi mealler arasındadır ve din alimleri arasında ayrı bir yeri vardır.

İşte dinsizlikle suçlanan, yobaz ve din tüccarları tarafından sevilmeyen Mustafa Kemal'in en büyük suçu budur!
Dini anlaşılır hale getirmiş, din tüccarlarının en büyük kozunu ellerinden almıştır....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder