29 Ekim 2013 Salı

YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ

Türkiye Cumhuriyeti'nin 29 Ekim 1923'de ilanı ile 600 yıllık bir dünya devleti yıkılmış, anlayışı, sistemi ve idealleri farklı, yeni bir devlet doğmuştur.

Kavram ve sistem olarak Cumhuriyet son asır Türk düşünce hayatında ve Atatürk'ün fikir yapısında yeni oluşan bir kavram değildi. 

1860'lı yıllardan itibaren Yeni Osmanlı düşüncesinde tartışıldığı gibi, Atatürk'ün de 1923'den çok daha önceleri Türkiye'nin kurtuluşu için meşruti, monarşi tarzı bir yönetimin yeterli olmadığı düşünceleri bilinmekteydi.

Erzurum kongresi toplanmadan evvel, mücadele başarıya ulaştığında devlet şeklinin cumhuriyet olacağını yakın arkadaşlarına söylediğini biliyoruz.

Ancak Atatürk'ün her şeyi yeri ve zamanı geldiğinde uygulamaya koyma tarzındaki inkılapçılık anlayışı gereği, Cumhuriyetin ilanı bugünü bekledi.

Esasen 20 Ocak 1921 tarihli "Teşkilat-ı Esasiye Kanunu"nun birinci maddesiyle "Hakimiyet kayıtşız şartsız milletindi." Cumhuriyetin ilanı bu yönetim şeklinin ve bu anlayışın kanunlaşmasından öte bir şey değildi.

Lozan Anlaşması'nın imzalanması, Ankara'nın başkent olması gibi gelişmeler meclisteki muhalefeti artırmıştı. Hızla artan muhalefetle birlikte Mustafa Kemal'in beklediği vakitte gelmişti. 25-26 Ekim günleri hükümeti Çankaya'da toplayarak, istifa etmelerini ve mevcut hükümet üyelerinden yeni kurulacak hükümette görev kabul etmemelerini istedi. Böylece muhalefete hükümet kurma imkanı tanımıştı. Aslında bu açıktan açığa bir iktidar mücadelesi ve bir güç gösterisiydi. Bununla birlikte Mustafa Kemal muhalif grubun uyumlu bir hükümet kuracaklarına, kursalar bile ülkeyi yöneteceklerine ihtimal vermiyordu.

Bu gelişmeler üzerine Mecliste çeşitli hükümet listeleri oluşmaya başlamıştı ancak parti grubu bir türlü tek bir liste üzerinde birleşemiyordu. Yapılan listelerde mutlaka Mustafa Kemal'in ekibinden de bir veya birkaç kişi yer alıyor ve bunlar görev almayı reddettikleri için netice alınamıyordu. Parti genel başkanı olarak Mustafa Kemal gelişmeleri yakından takip ediyordu. 

28 Ekim akşamına kadar bir netice alınamayınca inisiyatifi yeniden ele alan Mustafa Kemal, arkadaşlarını Çankaya'da toplamış ve "Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz." diyerek yeni bir dönemin temelini atmıştır.

29 Ekim günü yapılan meclis görüşmelerinde Mustafa Kemalin İsmet Paşayla beraber hazırladığı Anayasa değişiklikleri büyük bir heyecan ve çoşkuyla kabul edilmiş, Cumhuriyetin ilanıyla beraber Mustafa Kemal oybirliğiyle Cumhurbaşkanlığına seçilmiş, ertesi günde Başbakanlık görevi İsmet Paşa'ya verilmiştir.



Cumhuriyetin 100. yılına doğru büyük hedeflerle(!) giderken geçmişte kazandıklarımızla bugünlerde kaybettiklerimizin mukayesesini iyi yapmak ve en azından elimizde kalanlara sahip çıkmak zorundayız.

Bu duygu ve düşüncelerle tüm yurttaşlarımızın Cumhuriyet bayramını kutluyor, aydınlık yarınlar diliyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder